"Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye
ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun
(sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. “Hem Bana, hem anne ve babana
şükret, dönüş yalnız Banadır.” (Lokman Suresi, 14)
Anne sütü, bebeğin besin ihtiyaçlarını eksiksiz olarak gidermek ve
bebeği olası enfeksiyonlara karşı korumak üzere Allah’ın yaratmış olduğu
benzersiz bir karışımdır. Anne sütündeki besin maddelerinin dengesi en
ideal ölçülerdedir ve bebeğin henüz olgunlaşmamış vücut sistemleri için
en uygun formdadır. İçeriğindeki besin değerlerinin bebek için ideal
ölçülerde olması nedeniyle “mucize karışım” olarak adlandırılabilecek
anne sütü, bebeğin beyin hücrelerinin büyümesini sağlayan ve sinir
sistemi gelişimini hızlandıran besinler açısından da oldukça zengindir.1
Günümüzün en son teknolojisi ile hazırlanan bebek mamaları dahi bu
mucizevi besinin yerini tutamamaktadır.
Araştırmalar sonucunda, anne sütünün bebeğe olan faydalarına her
geçen gün yenileri eklenmektedir. Örneğin anne sütü ile emzirilen
bebeklerin özellikle solunum ve sindirim yolu enfeksiyonlarından
korundukları ortaya çıkmıştır. Çünkü anne sütündeki antikorlar
enfeksiyona karşı doğrudan koruma sağlarlar. Anne sütünün diğer
anti-enfeksiyon özellikleri ise “normal flora” denilen “iyi” bakteriler
için dostça bir ortam sağlarken, zararlı bakteriler, virüsler ya da
parazitlerin barınmasına da engel teşkil etmesidir. Ayrıca anne sütünde,
bulaşıcı hastalıklara karşı bağışıklık sistemini düzenleyen ve iyi
çalışmasını sağlayan faktörler de tespit edilmiştir.2
Anne sütü, bebeğin en kolay sindirebileceği besindir. Çok zengin gıda
içeriği olmasına karşın, bebeklerin hassas sistemlerine uygun olarak
sindirimi kolaydır. Böylece bebek, besinlerin sindirilmesine daha az
enerji kullandığı için, enerjisini diğer vücut faaliyetlerine, büyümeye
ve organlarının gelişimine harcamış olur.
Erken doğum yapan annelerin sütünde mucizevi bir şekilde, bebeğin
ihtiyacına yönelik olarak daha fazla yağ, protein, sodyum, klorür ve
demir bulunur. Nitekim kendi annelerinin sütüyle beslenen erken doğan
(prematüre) bebeklerde, göz işlevlerinin daha iyi gelişmesi, zeka
testlerinde daha başarılı olma gibi pek çok üstünlük tespit edilmiştir.
Anne sütünün yeni doğan bebeklerin gelişimi için önemlerinden biri,
omega-3 yağ asitlerini içermesidir. Omega-3 yağ asitleri insan beyni ve
retinasının önemli bir bileşeni olmalarından ötürü, özellikle yeni doğan
bebekler açısından önemi büyüktür. Omega-3 özellikle hamilelik dönemi
boyunca ve bebeklik döneminin başlarında, beyin ve sinirlerin uygun
şekilde gelişimi için de çok önemlidir. Anne sütü de doğal ve mükemmel
bir Omega-3 deposu olduğundan, bilim adamları anne sütünün önemini
özellikle vurgulamaktadırlar.3
Ayrıca Bristol Üniversitesi bilim adamlarının yaptıkları
araştırmalarda, anne sütüyle beslenmenin uzun vadedeki faydaları
arasında, tansiyon üzerinde olumlu etkisinin bulunduğu ve bu sayede kalp
krizi risklerinin azaldIğı ortaya konmuştur. Araştırmayı yapan ekip,
anne sütünün koruyuculuğunun içeriğinden kaynaklandığını belirtmektedir.
Circulation adli tıp dergisinde yayımlanan araştırma sonuçlarına göre,
anne sütü ile beslenen bebeklerin kalp hastalıklarına yakalanma riski
daha azdır. Anne sütünde damar sertliğini önleyen yağ asitlerinin
bulunması, anne sütü ile beslenen bebeklerin daha az sodyum tükettikleri
ve aşırı kilo almadıkları için, anne sütünün kalp sağlıkları üzerinde
olumlu etkiye sahip olduğu gerçeğini ortaya konmuştur.4
Bunların yanı sıra ABD’deki Cincinnati Üniversitesi’ne bağlı çocuk
hastanesinde görevli Lisa Martin başkanlığındaki ekip, anne sütünde
bulunanyüksek miktarda “adiponektin” isimli protein hormonu bulduin,
vücudun yağ metabolizmasında etkili olduğunu açıkladılar.5 Kanda yüksek
miktarda adiponektin bulunması kalp krizi riskinin azalması ile
bağlantılı kabul edilir. Obez ve kalp krizi daha yüksek olan kişilerde
ise kandaki adiponektin miktarı düşüktür. Bu nedenle anne sütüyle
beslenen bebeklerin, ilerde fazla kilolu olma riskinin bu proteine
hormona bağlı olarak azaldığı tespit edildi. Bunun yanı sıra anne
sütündeki leptin denilen ve yağ metabolizmasında çok önemli bir rolü
olan bir diğer hormonun da olduğu tespit edildi. protein de vücutta
yağın düzenlenmesine ayrıca yardımcı olmaktadır. Bilim adamlarınca
leptin vücutta yağ olduğuna dair beyne gönderilen bir sinyaldir.
Dolayısıyla Dr. Martin’in açıklamalarına göre, bebekken anne sütü ile
al?ınan bu proteinlerhormonlar, ileri yaşlarda obezite, 2. tip şeker
hastalığı, ensülin direnci ve koroner damar rahatsızlığı gibi
hastalıkların riskini azaltmaktadır. 6
“En Taze Besin” İle İlgili Gerçekler
Anne sütü ile ilgili gerçekler bu kadarla da sınırlı değildir. Anne
sütünün bebeğe sağladığı katkı, bebeğin geçirdiği evrelere göre
değişmekte ve bebeğin hangi döneminde hangi besine ihtiyacı varsa sütün
içeriği de bu döneme göre farklılık göstermektedir. İdeal sıcaklığı ile
her an hazır olan anne sütü, içinde bulunan şeker ve yağ ile beyin
gelişiminde de önemli bir rol oynar. Bunun yanı sıra içeriğindeki
kalsiyum gibi elementler, bebeğin kemik gelişiminde büyük bir pay
sahibidir.
Bu mucizevi karışım süt olarak adlandırılmasına rağmen, aslında anne
sütünün %90′ı sudan oluşmaktadır. Bu da son derece önemli bir
özelliktir. Çünkü bebeklerin besinin yanı sıra sıvı olarak suya da
ihtiyaçları vardır. Anne sütü haricinde alınacak su ya da diğer yabancı
maddelerin tam anlamda hijyeni sağlanamayabilir. Ancak %90′ı su olan
anne sütü ile bebeğin su ihtiyacı da en hijyenik şekilde
karşılanmaktadır.
Anne Sütü ve Zeka
Yapılan bilimsel araştırmalar anne sütü içen bebeklerin zeka
gelişiminin içmeyen bebeklere oranla daha fazla olduğunu göstermektedir.
Kentucky Üniversitesi uzmanlarından Jame Anderson’ın, anne sütüyle
beslenen bebekler ile biberonla beslenenler arasında karşılaştırma yapan
araştırması sonucunda, “anne sütüyle beslenen bebeklerin IQ’larının,
biberonla beslenen bebeklere oranla 5 puan daha fazla olduğu”
saptanmıştır. Bu araştırma sonucunda, bebeğin zekasının anne sütüyle
gelişiminin 6 aya kadar olabileceği, 8 haftadan az anne sütü emen
bebeklerde ise anne sütünün zeka üzerinde yarar sağlamadığı da
belirlenmiştir.7
Anne Sütü Kansere İlaç mı?
Yapılan çalışmalar sonucunda, hakkında yüzlerce makale yayınlanan
anne sütünün son olarak da bebekleri kanserden koruduğu ispatlanmış,
fakat bunun mekanizması henüz tam olarak anlaşılamamıştır.
Araştırmacılar, laboratuvarda yetiştirilen kanser hücrelerinin anne sütü
tarafından öldürüldüğünün ispatlanması ile büyük bir potansiyel ortaya
çıktığını belirtmişlerdir. İsveç’te Lund Üniversitesi’nde doktor ve
immünolog olarak çalışan Catharina Svanborg, anne sütündeki bu mucizevi
sırları keşfeden ekipte bulunmuştur. Lund Üniversitesi’ndeki bu ekip
normal anne sütünün kanserin her çeşidi için bir koruma sağlamasını
mucizevi bir keşif olarak değerlendirmişlerdir. (“Breakthrough in Cancer
Research,” http://www.mediconvalley.com/news/Article.asp?NewsID=635)
Başlangıçta, yeni doğmuş bebeklerden almış oldukları bağırsak-mukoza
hücrelerini anne sütü ile işleyen araştırmacılar, neticede Pnemococcus
bakterisi tarafından meydana getirilen ve pneumonia (zatürree) olarak
adlandırılan hastalığı, anne sütünün çok iyi bir şekilde durdurduğunu
gördüler. Ayrıca anne sütü ile beslenen bebekler, biberonla beslenenlere
göre çok daha az duyma güçlüğü ile karşılaşmakta ve solunum sistemi
enfeksiyonlarına da çok daha az yakalanmaktaydılar. Birbirini takip eden
çalışmalar sonrasında, anne sütünün kansere karşı da bir koruma
sağladığını gördüler. (Çocuklukta görülen lenf kanseri riskinin biberon
ile beslenen çocuklarda dokuz kat daha fazla olduğunu gösterdikten
sonra, aynı sonuçların diğer kanser türleri için de geçerli olduğunu
fark ettiler). Çıkan sonuca göre anne sütü kanserli hücrelerin yerini
tam olarak belirliyor ve daha sonra da onları öldürüyor. Kanserli
hücreleri tespit ederek öldüren ise anne sütünde bol miktarda bulunan
alpha-lac (alphalactalbumin) olarak adlandırılan maddedir. Alpha-lac süt
içindeki laktoz şekerinin üretilmesine yardım eden bir protein
tarafından meydana getirilmektedir.
Bu Eşşiz Nimet Yüce Allah’ın Bir Lütfudur…
Anne sütü ile ilgili başka mucizevi bir özellikse, bebeğin anne sütü
ile 2 yıl boyunca beslenmesinin son derece faydalı olduğudur.8 Bilimin
yeni keşfettiği bu önemli bilgiyi Allah bizlere Kuran’da “Emzirmeyi
tamamlamak isteyenler için anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler…”
(Bakara Suresi, 233) ayetiyle 14 asır önce bildirmiştir.
Korunmaya, beslenmeye muhtaç olarak doğan bebek için, annenin kendisi en
ideal gıda olan anne sütünü, vücudunda üretmeye karar vermediği gibi,
değişen besin değerlerini de, kuşkusuz annenin kendisi
belirlememektedir. Her canlının ihtiyacını bilen ve onları rızıklandıran
Yüce Allah, anne sütünü annenin bedeninde, bebek için yaratmaktadır.
1. http://www.uuhsc.utah.edu/healthinfo/pediatric/Hrnewborn/bhrnb.htm
2. http://www.uuhsc.utah.edu/healthinfo/pediatric/Hrnewborn/bhrnb.htm
3. C. Billeaud, D. Bouglé, P. Sarda, N. Combe, S. Mazette, F. Babin, B.
Entressangles, B. Descomps, A. Nouvelot, F. Mendy, European Journal of
Clinical Nutrition, 1997, c. 51, ss. 520-526
4. “Breast milk ‘does cut heart risk’”, 1 Mart 2004; http://news.bbc.co.uk/2/hi/health/3523143.stm
5. “Breast milk helps reduce obesity”, 2 Mayıs 2004; http://news.bbc.co.uk/2/hi/health/3673149.stm
6. “Breast milk helps reduce obesity”, 2 Mayıs 2004; http://news.bbc.co.uk/2/hi/health/3673149.stm
7. http://www.genetikbilimi.com/genbilim/annesutu.htm
8. http://www.icr.org/pubs/imp-259.htm; Rex D. Russell, “Design in Infant Nutrition”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder