O, biri diğeriyle ‘tam bir uyum’ içinde yedi gök yaratmış olandır.
Rahman’ın yaratmasında hiçbir ‘çelişki ve uygunsuzluk’ göremezsin. İşte
gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık)
görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz umudunu
kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk Suresi, 3-4)
Evrendeki milyarlarca yıldız ve galaksi mükemmel bir uyum içinde
kendileri için tespit edilmiş yörüngelerinde hareket ederler. Yıldızlar,
gezegenler ve uydular hem kendi etraflarında, hem de bağlı oldukları
sistemlerle birlikte dönerler. Hatta bazen içinde 200-300 milyar yıldız
bulunan galaksiler birbirlerinin içinden geçip giderler. Bu geçişte,
evrendeki büyük düzeni bozacak herhangi bir çarpışma olmaz.
Evrende hız kavramı, Dünya ölçüleriyle karşılaştırıldığında
kavranması güç boyutlardadır. Milyarlarca, trilyonlarca ton
ağırlığındaki yıldızlar, gezegenler ve sayısal değerleri ancak
matematikçilerin anlayabileceği büyüklükteki galaksiler ve galaksi
kümeleri uzay içinde olağanüstü bir süratle hareket ederler.
Örneğin, Dünya saatte 1.670 km hızla kendi ekseni çevresinde döner.
Bugün en hızlı merminin saatte ortalama 1.800 km’lik bir sürate sahip
olduğu düşünülürse, Dünya’nın dev boyutlarına rağmen süratinin ne denli
büyük olduğu anlaşılır.
Dünya’nın Güneş etrafındaki hızı ise merminin yaklaşık 60 katıdır:
Saatte 108.000 km. (Böylesine büyük bir süratle yol alabilen bir araç
yapılabilseydi, Dünya’nın çevresini 22 dakikada dolaşacaktı.) Verdiğimiz
bu sayılar sadece Dünya içindir. Güneş Sistemi ise daha da ilginçtir.
Bu sistemin sürati mantık sınırlarını zorlayacak derecede yüksektir.
Evrende sistemler büyüdükçe sürat artar. Güneş Sistemi’nin galaksi
merkezi etrafındaki dönüş sürati, saatte tam 720.000 km’dir. Yaklaşık
200 milyar yıldızı bünyesinde bulunduran “Samanyolu Galaksisi”nin uzay
içindeki hızı ise saatte 950.000 km’dir.
Kuşkusuz ki böylesine karmaşık ve hızlı bir sistem içinde dev
kazaların oluşma ihtimali son derece yüksektir. Ancak böyle bir durum
olmaz ve biz yaşamımızı güven içinde sürdürürüz. Çünkü evrendeki herşey
Allah’ın koyduğu kusursuz dengeye göre işlemektedir. İşte bu sebeple
ayette bildirildiği gibi tüm bu sistem içinde hiçbir “çelişki ve
uygunsuzluk” yoktur.
Kuran'dan İşaretler
5 Haziran 2012 Salı
EVRENDEKİ İŞARETLERDEN BİRİ:MUHTEŞEM UYUM
İNSANDAKİ İŞARETLERDEN BİRİ:ANNE SÜTÜ
"Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye
ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun
(sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. “Hem Bana, hem anne ve babana
şükret, dönüş yalnız Banadır.” (Lokman Suresi, 14)
Anne sütü, bebeğin besin ihtiyaçlarını eksiksiz olarak gidermek ve bebeği olası enfeksiyonlara karşı korumak üzere Allah’ın yaratmış olduğu benzersiz bir karışımdır. Anne sütündeki besin maddelerinin dengesi en ideal ölçülerdedir ve bebeğin henüz olgunlaşmamış vücut sistemleri için en uygun formdadır. İçeriğindeki besin değerlerinin bebek için ideal ölçülerde olması nedeniyle “mucize karışım” olarak adlandırılabilecek anne sütü, bebeğin beyin hücrelerinin büyümesini sağlayan ve sinir sistemi gelişimini hızlandıran besinler açısından da oldukça zengindir.1 Günümüzün en son teknolojisi ile hazırlanan bebek mamaları dahi bu mucizevi besinin yerini tutamamaktadır.
Araştırmalar sonucunda, anne sütünün bebeğe olan faydalarına her geçen gün yenileri eklenmektedir. Örneğin anne sütü ile emzirilen bebeklerin özellikle solunum ve sindirim yolu enfeksiyonlarından korundukları ortaya çıkmıştır. Çünkü anne sütündeki antikorlar enfeksiyona karşı doğrudan koruma sağlarlar. Anne sütünün diğer anti-enfeksiyon özellikleri ise “normal flora” denilen “iyi” bakteriler için dostça bir ortam sağlarken, zararlı bakteriler, virüsler ya da parazitlerin barınmasına da engel teşkil etmesidir. Ayrıca anne sütünde, bulaşıcı hastalıklara karşı bağışıklık sistemini düzenleyen ve iyi çalışmasını sağlayan faktörler de tespit edilmiştir.2
Anne sütü, bebeğin en kolay sindirebileceği besindir. Çok zengin gıda içeriği olmasına karşın, bebeklerin hassas sistemlerine uygun olarak sindirimi kolaydır. Böylece bebek, besinlerin sindirilmesine daha az enerji kullandığı için, enerjisini diğer vücut faaliyetlerine, büyümeye ve organlarının gelişimine harcamış olur.
Erken doğum yapan annelerin sütünde mucizevi bir şekilde, bebeğin ihtiyacına yönelik olarak daha fazla yağ, protein, sodyum, klorür ve demir bulunur. Nitekim kendi annelerinin sütüyle beslenen erken doğan (prematüre) bebeklerde, göz işlevlerinin daha iyi gelişmesi, zeka testlerinde daha başarılı olma gibi pek çok üstünlük tespit edilmiştir.
Anne sütünün yeni doğan bebeklerin gelişimi için önemlerinden biri, omega-3 yağ asitlerini içermesidir. Omega-3 yağ asitleri insan beyni ve retinasının önemli bir bileşeni olmalarından ötürü, özellikle yeni doğan bebekler açısından önemi büyüktür. Omega-3 özellikle hamilelik dönemi boyunca ve bebeklik döneminin başlarında, beyin ve sinirlerin uygun şekilde gelişimi için de çok önemlidir. Anne sütü de doğal ve mükemmel bir Omega-3 deposu olduğundan, bilim adamları anne sütünün önemini özellikle vurgulamaktadırlar.3
Ayrıca Bristol Üniversitesi bilim adamlarının yaptıkları araştırmalarda, anne sütüyle beslenmenin uzun vadedeki faydaları arasında, tansiyon üzerinde olumlu etkisinin bulunduğu ve bu sayede kalp krizi risklerinin azaldIğı ortaya konmuştur. Araştırmayı yapan ekip, anne sütünün koruyuculuğunun içeriğinden kaynaklandığını belirtmektedir. Circulation adli tıp dergisinde yayımlanan araştırma sonuçlarına göre, anne sütü ile beslenen bebeklerin kalp hastalıklarına yakalanma riski daha azdır. Anne sütünde damar sertliğini önleyen yağ asitlerinin bulunması, anne sütü ile beslenen bebeklerin daha az sodyum tükettikleri ve aşırı kilo almadıkları için, anne sütünün kalp sağlıkları üzerinde olumlu etkiye sahip olduğu gerçeğini ortaya konmuştur.4
Bunların yanı sıra ABD’deki Cincinnati Üniversitesi’ne bağlı çocuk hastanesinde görevli Lisa Martin başkanlığındaki ekip, anne sütünde bulunanyüksek miktarda “adiponektin” isimli protein hormonu bulduin, vücudun yağ metabolizmasında etkili olduğunu açıkladılar.5 Kanda yüksek miktarda adiponektin bulunması kalp krizi riskinin azalması ile bağlantılı kabul edilir. Obez ve kalp krizi daha yüksek olan kişilerde ise kandaki adiponektin miktarı düşüktür. Bu nedenle anne sütüyle beslenen bebeklerin, ilerde fazla kilolu olma riskinin bu proteine hormona bağlı olarak azaldığı tespit edildi. Bunun yanı sıra anne sütündeki leptin denilen ve yağ metabolizmasında çok önemli bir rolü olan bir diğer hormonun da olduğu tespit edildi. protein de vücutta yağın düzenlenmesine ayrıca yardımcı olmaktadır. Bilim adamlarınca leptin vücutta yağ olduğuna dair beyne gönderilen bir sinyaldir. Dolayısıyla Dr. Martin’in açıklamalarına göre, bebekken anne sütü ile al?ınan bu proteinlerhormonlar, ileri yaşlarda obezite, 2. tip şeker hastalığı, ensülin direnci ve koroner damar rahatsızlığı gibi hastalıkların riskini azaltmaktadır. 6
“En Taze Besin” İle İlgili Gerçekler
Anne sütü ile ilgili gerçekler bu kadarla da sınırlı değildir. Anne sütünün bebeğe sağladığı katkı, bebeğin geçirdiği evrelere göre değişmekte ve bebeğin hangi döneminde hangi besine ihtiyacı varsa sütün içeriği de bu döneme göre farklılık göstermektedir. İdeal sıcaklığı ile her an hazır olan anne sütü, içinde bulunan şeker ve yağ ile beyin gelişiminde de önemli bir rol oynar. Bunun yanı sıra içeriğindeki kalsiyum gibi elementler, bebeğin kemik gelişiminde büyük bir pay sahibidir.
Bu mucizevi karışım süt olarak adlandırılmasına rağmen, aslında anne sütünün %90′ı sudan oluşmaktadır. Bu da son derece önemli bir özelliktir. Çünkü bebeklerin besinin yanı sıra sıvı olarak suya da ihtiyaçları vardır. Anne sütü haricinde alınacak su ya da diğer yabancı maddelerin tam anlamda hijyeni sağlanamayabilir. Ancak %90′ı su olan anne sütü ile bebeğin su ihtiyacı da en hijyenik şekilde karşılanmaktadır.
Anne Sütü ve Zeka
Yapılan bilimsel araştırmalar anne sütü içen bebeklerin zeka gelişiminin içmeyen bebeklere oranla daha fazla olduğunu göstermektedir. Kentucky Üniversitesi uzmanlarından Jame Anderson’ın, anne sütüyle beslenen bebekler ile biberonla beslenenler arasında karşılaştırma yapan araştırması sonucunda, “anne sütüyle beslenen bebeklerin IQ’larının, biberonla beslenen bebeklere oranla 5 puan daha fazla olduğu” saptanmıştır. Bu araştırma sonucunda, bebeğin zekasının anne sütüyle gelişiminin 6 aya kadar olabileceği, 8 haftadan az anne sütü emen bebeklerde ise anne sütünün zeka üzerinde yarar sağlamadığı da belirlenmiştir.7
Anne Sütü Kansere İlaç mı?
Yapılan çalışmalar sonucunda, hakkında yüzlerce makale yayınlanan anne sütünün son olarak da bebekleri kanserden koruduğu ispatlanmış, fakat bunun mekanizması henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Araştırmacılar, laboratuvarda yetiştirilen kanser hücrelerinin anne sütü tarafından öldürüldüğünün ispatlanması ile büyük bir potansiyel ortaya çıktığını belirtmişlerdir. İsveç’te Lund Üniversitesi’nde doktor ve immünolog olarak çalışan Catharina Svanborg, anne sütündeki bu mucizevi sırları keşfeden ekipte bulunmuştur. Lund Üniversitesi’ndeki bu ekip normal anne sütünün kanserin her çeşidi için bir koruma sağlamasını mucizevi bir keşif olarak değerlendirmişlerdir. (“Breakthrough in Cancer Research,” http://www.mediconvalley.com/news/Article.asp?NewsID=635)
Başlangıçta, yeni doğmuş bebeklerden almış oldukları bağırsak-mukoza hücrelerini anne sütü ile işleyen araştırmacılar, neticede Pnemococcus bakterisi tarafından meydana getirilen ve pneumonia (zatürree) olarak adlandırılan hastalığı, anne sütünün çok iyi bir şekilde durdurduğunu gördüler. Ayrıca anne sütü ile beslenen bebekler, biberonla beslenenlere göre çok daha az duyma güçlüğü ile karşılaşmakta ve solunum sistemi enfeksiyonlarına da çok daha az yakalanmaktaydılar. Birbirini takip eden çalışmalar sonrasında, anne sütünün kansere karşı da bir koruma sağladığını gördüler. (Çocuklukta görülen lenf kanseri riskinin biberon ile beslenen çocuklarda dokuz kat daha fazla olduğunu gösterdikten sonra, aynı sonuçların diğer kanser türleri için de geçerli olduğunu fark ettiler). Çıkan sonuca göre anne sütü kanserli hücrelerin yerini tam olarak belirliyor ve daha sonra da onları öldürüyor. Kanserli hücreleri tespit ederek öldüren ise anne sütünde bol miktarda bulunan alpha-lac (alphalactalbumin) olarak adlandırılan maddedir. Alpha-lac süt içindeki laktoz şekerinin üretilmesine yardım eden bir protein tarafından meydana getirilmektedir.
Bu Eşşiz Nimet Yüce Allah’ın Bir Lütfudur…
Anne sütü ile ilgili başka mucizevi bir özellikse, bebeğin anne sütü ile 2 yıl boyunca beslenmesinin son derece faydalı olduğudur.8 Bilimin yeni keşfettiği bu önemli bilgiyi Allah bizlere Kuran’da “Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler…” (Bakara Suresi, 233) ayetiyle 14 asır önce bildirmiştir.
Korunmaya, beslenmeye muhtaç olarak doğan bebek için, annenin kendisi en ideal gıda olan anne sütünü, vücudunda üretmeye karar vermediği gibi, değişen besin değerlerini de, kuşkusuz annenin kendisi belirlememektedir. Her canlının ihtiyacını bilen ve onları rızıklandıran Yüce Allah, anne sütünü annenin bedeninde, bebek için yaratmaktadır.
1. http://www.uuhsc.utah.edu/healthinfo/pediatric/Hrnewborn/bhrnb.htm
2. http://www.uuhsc.utah.edu/healthinfo/pediatric/Hrnewborn/bhrnb.htm
3. C. Billeaud, D. Bouglé, P. Sarda, N. Combe, S. Mazette, F. Babin, B. Entressangles, B. Descomps, A. Nouvelot, F. Mendy, European Journal of Clinical Nutrition, 1997, c. 51, ss. 520-526
4. “Breast milk ‘does cut heart risk’”, 1 Mart 2004; http://news.bbc.co.uk/2/hi/health/3523143.stm
5. “Breast milk helps reduce obesity”, 2 Mayıs 2004; http://news.bbc.co.uk/2/hi/health/3673149.stm
6. “Breast milk helps reduce obesity”, 2 Mayıs 2004; http://news.bbc.co.uk/2/hi/health/3673149.stm
7. http://www.genetikbilimi.com/genbilim/annesutu.htm
8. http://www.icr.org/pubs/imp-259.htm; Rex D. Russell, “Design in Infant Nutrition”.
Anne sütü, bebeğin besin ihtiyaçlarını eksiksiz olarak gidermek ve bebeği olası enfeksiyonlara karşı korumak üzere Allah’ın yaratmış olduğu benzersiz bir karışımdır. Anne sütündeki besin maddelerinin dengesi en ideal ölçülerdedir ve bebeğin henüz olgunlaşmamış vücut sistemleri için en uygun formdadır. İçeriğindeki besin değerlerinin bebek için ideal ölçülerde olması nedeniyle “mucize karışım” olarak adlandırılabilecek anne sütü, bebeğin beyin hücrelerinin büyümesini sağlayan ve sinir sistemi gelişimini hızlandıran besinler açısından da oldukça zengindir.1 Günümüzün en son teknolojisi ile hazırlanan bebek mamaları dahi bu mucizevi besinin yerini tutamamaktadır.
Araştırmalar sonucunda, anne sütünün bebeğe olan faydalarına her geçen gün yenileri eklenmektedir. Örneğin anne sütü ile emzirilen bebeklerin özellikle solunum ve sindirim yolu enfeksiyonlarından korundukları ortaya çıkmıştır. Çünkü anne sütündeki antikorlar enfeksiyona karşı doğrudan koruma sağlarlar. Anne sütünün diğer anti-enfeksiyon özellikleri ise “normal flora” denilen “iyi” bakteriler için dostça bir ortam sağlarken, zararlı bakteriler, virüsler ya da parazitlerin barınmasına da engel teşkil etmesidir. Ayrıca anne sütünde, bulaşıcı hastalıklara karşı bağışıklık sistemini düzenleyen ve iyi çalışmasını sağlayan faktörler de tespit edilmiştir.2
Anne sütü, bebeğin en kolay sindirebileceği besindir. Çok zengin gıda içeriği olmasına karşın, bebeklerin hassas sistemlerine uygun olarak sindirimi kolaydır. Böylece bebek, besinlerin sindirilmesine daha az enerji kullandığı için, enerjisini diğer vücut faaliyetlerine, büyümeye ve organlarının gelişimine harcamış olur.
Erken doğum yapan annelerin sütünde mucizevi bir şekilde, bebeğin ihtiyacına yönelik olarak daha fazla yağ, protein, sodyum, klorür ve demir bulunur. Nitekim kendi annelerinin sütüyle beslenen erken doğan (prematüre) bebeklerde, göz işlevlerinin daha iyi gelişmesi, zeka testlerinde daha başarılı olma gibi pek çok üstünlük tespit edilmiştir.
Anne sütünün yeni doğan bebeklerin gelişimi için önemlerinden biri, omega-3 yağ asitlerini içermesidir. Omega-3 yağ asitleri insan beyni ve retinasının önemli bir bileşeni olmalarından ötürü, özellikle yeni doğan bebekler açısından önemi büyüktür. Omega-3 özellikle hamilelik dönemi boyunca ve bebeklik döneminin başlarında, beyin ve sinirlerin uygun şekilde gelişimi için de çok önemlidir. Anne sütü de doğal ve mükemmel bir Omega-3 deposu olduğundan, bilim adamları anne sütünün önemini özellikle vurgulamaktadırlar.3
Ayrıca Bristol Üniversitesi bilim adamlarının yaptıkları araştırmalarda, anne sütüyle beslenmenin uzun vadedeki faydaları arasında, tansiyon üzerinde olumlu etkisinin bulunduğu ve bu sayede kalp krizi risklerinin azaldIğı ortaya konmuştur. Araştırmayı yapan ekip, anne sütünün koruyuculuğunun içeriğinden kaynaklandığını belirtmektedir. Circulation adli tıp dergisinde yayımlanan araştırma sonuçlarına göre, anne sütü ile beslenen bebeklerin kalp hastalıklarına yakalanma riski daha azdır. Anne sütünde damar sertliğini önleyen yağ asitlerinin bulunması, anne sütü ile beslenen bebeklerin daha az sodyum tükettikleri ve aşırı kilo almadıkları için, anne sütünün kalp sağlıkları üzerinde olumlu etkiye sahip olduğu gerçeğini ortaya konmuştur.4
Bunların yanı sıra ABD’deki Cincinnati Üniversitesi’ne bağlı çocuk hastanesinde görevli Lisa Martin başkanlığındaki ekip, anne sütünde bulunanyüksek miktarda “adiponektin” isimli protein hormonu bulduin, vücudun yağ metabolizmasında etkili olduğunu açıkladılar.5 Kanda yüksek miktarda adiponektin bulunması kalp krizi riskinin azalması ile bağlantılı kabul edilir. Obez ve kalp krizi daha yüksek olan kişilerde ise kandaki adiponektin miktarı düşüktür. Bu nedenle anne sütüyle beslenen bebeklerin, ilerde fazla kilolu olma riskinin bu proteine hormona bağlı olarak azaldığı tespit edildi. Bunun yanı sıra anne sütündeki leptin denilen ve yağ metabolizmasında çok önemli bir rolü olan bir diğer hormonun da olduğu tespit edildi. protein de vücutta yağın düzenlenmesine ayrıca yardımcı olmaktadır. Bilim adamlarınca leptin vücutta yağ olduğuna dair beyne gönderilen bir sinyaldir. Dolayısıyla Dr. Martin’in açıklamalarına göre, bebekken anne sütü ile al?ınan bu proteinlerhormonlar, ileri yaşlarda obezite, 2. tip şeker hastalığı, ensülin direnci ve koroner damar rahatsızlığı gibi hastalıkların riskini azaltmaktadır. 6
“En Taze Besin” İle İlgili Gerçekler
Anne sütü ile ilgili gerçekler bu kadarla da sınırlı değildir. Anne sütünün bebeğe sağladığı katkı, bebeğin geçirdiği evrelere göre değişmekte ve bebeğin hangi döneminde hangi besine ihtiyacı varsa sütün içeriği de bu döneme göre farklılık göstermektedir. İdeal sıcaklığı ile her an hazır olan anne sütü, içinde bulunan şeker ve yağ ile beyin gelişiminde de önemli bir rol oynar. Bunun yanı sıra içeriğindeki kalsiyum gibi elementler, bebeğin kemik gelişiminde büyük bir pay sahibidir.
Bu mucizevi karışım süt olarak adlandırılmasına rağmen, aslında anne sütünün %90′ı sudan oluşmaktadır. Bu da son derece önemli bir özelliktir. Çünkü bebeklerin besinin yanı sıra sıvı olarak suya da ihtiyaçları vardır. Anne sütü haricinde alınacak su ya da diğer yabancı maddelerin tam anlamda hijyeni sağlanamayabilir. Ancak %90′ı su olan anne sütü ile bebeğin su ihtiyacı da en hijyenik şekilde karşılanmaktadır.
Anne Sütü ve Zeka
Yapılan bilimsel araştırmalar anne sütü içen bebeklerin zeka gelişiminin içmeyen bebeklere oranla daha fazla olduğunu göstermektedir. Kentucky Üniversitesi uzmanlarından Jame Anderson’ın, anne sütüyle beslenen bebekler ile biberonla beslenenler arasında karşılaştırma yapan araştırması sonucunda, “anne sütüyle beslenen bebeklerin IQ’larının, biberonla beslenen bebeklere oranla 5 puan daha fazla olduğu” saptanmıştır. Bu araştırma sonucunda, bebeğin zekasının anne sütüyle gelişiminin 6 aya kadar olabileceği, 8 haftadan az anne sütü emen bebeklerde ise anne sütünün zeka üzerinde yarar sağlamadığı da belirlenmiştir.7
Anne Sütü Kansere İlaç mı?
Yapılan çalışmalar sonucunda, hakkında yüzlerce makale yayınlanan anne sütünün son olarak da bebekleri kanserden koruduğu ispatlanmış, fakat bunun mekanizması henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Araştırmacılar, laboratuvarda yetiştirilen kanser hücrelerinin anne sütü tarafından öldürüldüğünün ispatlanması ile büyük bir potansiyel ortaya çıktığını belirtmişlerdir. İsveç’te Lund Üniversitesi’nde doktor ve immünolog olarak çalışan Catharina Svanborg, anne sütündeki bu mucizevi sırları keşfeden ekipte bulunmuştur. Lund Üniversitesi’ndeki bu ekip normal anne sütünün kanserin her çeşidi için bir koruma sağlamasını mucizevi bir keşif olarak değerlendirmişlerdir. (“Breakthrough in Cancer Research,” http://www.mediconvalley.com/news/Article.asp?NewsID=635)
Başlangıçta, yeni doğmuş bebeklerden almış oldukları bağırsak-mukoza hücrelerini anne sütü ile işleyen araştırmacılar, neticede Pnemococcus bakterisi tarafından meydana getirilen ve pneumonia (zatürree) olarak adlandırılan hastalığı, anne sütünün çok iyi bir şekilde durdurduğunu gördüler. Ayrıca anne sütü ile beslenen bebekler, biberonla beslenenlere göre çok daha az duyma güçlüğü ile karşılaşmakta ve solunum sistemi enfeksiyonlarına da çok daha az yakalanmaktaydılar. Birbirini takip eden çalışmalar sonrasında, anne sütünün kansere karşı da bir koruma sağladığını gördüler. (Çocuklukta görülen lenf kanseri riskinin biberon ile beslenen çocuklarda dokuz kat daha fazla olduğunu gösterdikten sonra, aynı sonuçların diğer kanser türleri için de geçerli olduğunu fark ettiler). Çıkan sonuca göre anne sütü kanserli hücrelerin yerini tam olarak belirliyor ve daha sonra da onları öldürüyor. Kanserli hücreleri tespit ederek öldüren ise anne sütünde bol miktarda bulunan alpha-lac (alphalactalbumin) olarak adlandırılan maddedir. Alpha-lac süt içindeki laktoz şekerinin üretilmesine yardım eden bir protein tarafından meydana getirilmektedir.
Bu Eşşiz Nimet Yüce Allah’ın Bir Lütfudur…
Anne sütü ile ilgili başka mucizevi bir özellikse, bebeğin anne sütü ile 2 yıl boyunca beslenmesinin son derece faydalı olduğudur.8 Bilimin yeni keşfettiği bu önemli bilgiyi Allah bizlere Kuran’da “Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler…” (Bakara Suresi, 233) ayetiyle 14 asır önce bildirmiştir.
Korunmaya, beslenmeye muhtaç olarak doğan bebek için, annenin kendisi en ideal gıda olan anne sütünü, vücudunda üretmeye karar vermediği gibi, değişen besin değerlerini de, kuşkusuz annenin kendisi belirlememektedir. Her canlının ihtiyacını bilen ve onları rızıklandıran Yüce Allah, anne sütünü annenin bedeninde, bebek için yaratmaktadır.
1. http://www.uuhsc.utah.edu/healthinfo/pediatric/Hrnewborn/bhrnb.htm
2. http://www.uuhsc.utah.edu/healthinfo/pediatric/Hrnewborn/bhrnb.htm
3. C. Billeaud, D. Bouglé, P. Sarda, N. Combe, S. Mazette, F. Babin, B. Entressangles, B. Descomps, A. Nouvelot, F. Mendy, European Journal of Clinical Nutrition, 1997, c. 51, ss. 520-526
4. “Breast milk ‘does cut heart risk’”, 1 Mart 2004; http://news.bbc.co.uk/2/hi/health/3523143.stm
5. “Breast milk helps reduce obesity”, 2 Mayıs 2004; http://news.bbc.co.uk/2/hi/health/3673149.stm
6. “Breast milk helps reduce obesity”, 2 Mayıs 2004; http://news.bbc.co.uk/2/hi/health/3673149.stm
7. http://www.genetikbilimi.com/genbilim/annesutu.htm
8. http://www.icr.org/pubs/imp-259.htm; Rex D. Russell, “Design in Infant Nutrition”.
EVRENDEKİ İŞARETLER
"Tüm evrene mükemmel bir düzen hakimdir. Gök
cisimlerinin büyüklükleri ve konumları, evrenin genişleme hızı,
Dünya’nın galaksimizdeki özel konumu, Güneş ve Ay’ın düzeni,
yerçekiminin varlığı ve bunlar gibi daha birçok etken Dünya’da canlı
yaşamını olanaklı kılacak şekilde, kusursuz olarak yaratılmıştır.
Bu bölümde Kuran’da yer alan evrenle ilgili bazı ayetlere yer verilmekte ve Allah’ın yaratma sanatının örneklerinden bazıları gözler önüne serilmektedir.
Allah’ın Kuran’da, “Biz gökyüzünü, yeryüzünü ve ikisi arasında bulunan şeyleri batıl olarak yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır…” (Sad Suresi, 27) ayetiyle bildirdiği gibi, evren bir amaçla yaratılmıştır. İnsan da bu amaca göre davranmakla, herşeyin hakimi olan Rabbimiz’e kulluk etmekle yükümlüdür.
Bu bölümde Kuran’da yer alan evrenle ilgili bazı ayetlere yer verilmekte ve Allah’ın yaratma sanatının örneklerinden bazıları gözler önüne serilmektedir.
Allah’ın Kuran’da, “Biz gökyüzünü, yeryüzünü ve ikisi arasında bulunan şeyleri batıl olarak yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır…” (Sad Suresi, 27) ayetiyle bildirdiği gibi, evren bir amaçla yaratılmıştır. İnsan da bu amaca göre davranmakla, herşeyin hakimi olan Rabbimiz’e kulluk etmekle yükümlüdür.
|
|
|
|
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin)
yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca “OL” der, o
da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı kılan Allah’adır. Sonra bile, inkar edenler, Rablerine (bir takım varlıkları ve güçleri) denk tutuyorlar. (Enam Suresi, 1) |
O, gökleri ve yeri hak olarak yaratandır.
O’nun “ol” dediği gün (her şey) oluverir, O’nun sözü haktır. Sur’a
üfürüldüğü gün, mülk O’nundur. O, gaybı ve müşahede edilebileni
bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibi olandır, haberdar olandır.
(Enam Suresi, 73) |
|
|
|
|
Resulleri dedi ki: “Allah hakkında mı şüphe
(ediyorsunuz)? O, gökleri ve yeri yaratandır; O, sizi, günahlarınızı
bağışlamak için davet etmekte ve sizi adı konulmuş bir süreye kadar
erteliyor.”…
(İbrahim Suresi, 10) |
Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar
diye tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa, kendisinden sonra
artık kimse onları tutamaz. Doğrusu O, Halim’dir, bağışlayandır.
(Fatır Suresi, 41) |
|
Ey insanlar, siz Allah’a muhtaçlarsınız; Allah
ise, Ğaniy (hiç bir şeye ihtiyacı olmayan)dır, Hamid (övülmeye
layık)tır. (Fatır Suresi, 15)
“Şüphesiz Allah, O, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; şu halde O’na kulluk edin. Dosdoğru yol budur.” (Zuhruf Suresi, 64) |
… Şüphesiz Allah, O, Hak olandır ve şüphesiz O’nun dışında taptıkları ise, batıldır… (Lokman Suresi, 30)
Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyüktür. Ancak insanların çoğu bilmezler. (Mümin Suresi, 57) |
|
İşte Rabbiniz olan Allah budur. O’ndan başka
ilah yoktur. Her şeyin yaratıcısıdır, öyleyse O’na kulluk edin. O, her
şeyin üstünde bir vekildir.
(Enam Suresi, 102) |
Andolsun, onlara: “Gökleri ve yeri kim
yarattı?” diye soracak olsan, elbette “Allah” diyecekler. De ki:
“Gördünüz mü-haber verin; Allah’tan başka taptıklarınız, eğer Allah bana
bir zarar dileyecek olsa, O’nun zararını kaldırabilirler mi? Ya da bana
bir rahmet vermeyi istese, O’nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi”
De ki: “Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O’na tevekkül
etsinler.”
(Zümer Suresi, 38) |
YERYÜZÜNDEKİ İŞARETLER
Bir ayette Allah, “… herşeyi yarattığını, ona bir düzen verdiğini ve belli bir ölçüyle takdir ettiğini” bildirmektedir. (Furkan Suresi, 2)
Yeryüzünde, bu kusursuz düzene ve ölçüye dair sayısız işaret vardır.
Canlı-cansız tüm varlıklar ve sistemler bu olağanüstü düzeni açıkça
göstermekte, mükemmel yapılarıyla tesadüfen oluşamayacaklarını ortaya
koymaktadırlar.
Güneş ile Dünya arasındaki mesafe, atmosferdeki gazların ideal oranları, güneş ışığının özelliklerinin bitkilerin fotosentez yapmasına tam uygun olması, dağların yeryüzünü sabitleyici özellikleri, gece ile gündüzün oluşumu, suyun canlı yaşamına birebir uyumlu bir madde olması, hayvanların, meyvelerin, sebzelerin, bulutların, rüzgarın varlığı, hücrelerimizin muhteşem özellikleri, DNA’nın yapısı….
Tüm bunlar Allah’ın üstün sanatının yalnızca birkaç örneğidir ve bize Rabbimiz’in gücünün sınırsızlığını göstermektedir.
Güneş ile Dünya arasındaki mesafe, atmosferdeki gazların ideal oranları, güneş ışığının özelliklerinin bitkilerin fotosentez yapmasına tam uygun olması, dağların yeryüzünü sabitleyici özellikleri, gece ile gündüzün oluşumu, suyun canlı yaşamına birebir uyumlu bir madde olması, hayvanların, meyvelerin, sebzelerin, bulutların, rüzgarın varlığı, hücrelerimizin muhteşem özellikleri, DNA’nın yapısı….
Tüm bunlar Allah’ın üstün sanatının yalnızca birkaç örneğidir ve bize Rabbimiz’in gücünün sınırsızlığını göstermektedir.
|
|
|
|
Allah, gece ile gündüzü evirip çevirir. Gerçekten bunda basiret sahipleri için birer ibret vardır. (Nur Suresi, 44)
O, geceyi sizin için bir elbise, uykuyu bir dinlenme ve gündüzü de yayılıp-çalışma (zamanı) kılandır. (Furkan Suresi, 47) |
Kararmaya ilk başladığı zaman, geceye andolsun,
Ve nefes almaya başladığı zaman, sabaha; (Tekvir Suresi, 17-18) |
|
|
|
|
… Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan
geceyle örten, güneşe, aya ve yıldızlara kendi buyruğuyla baş
eğdirendir… (Araf Suresi, 54)
Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O’dur; her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor. (Enbiya Suresi, 33) |
Sizin için yerde olanların tümünü yaratan
O’dur. Sonra göğe yönelip (istiva edip) de onları yedi gök olarak
düzenleyen O’dur. Ve O, herşeyi bilendir. (Bakara Suresi, 29) Dikkatli
olun; göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ındır. O, üzerinde
bulunduğunuz şeyi elbette bilir. Ve O’na döndürülecekleri gün,
yaptıklarını kendilerine haber verecektir…
(Nur Suresi, 64) |
|
Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa
onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler. Her şeyi ‘sapasağlam
ve yerli yerinde yapan’ Allah’ın sanatı (yapısı)dır (bu). Şüphesiz O,
işlediklerinizden haberdardır.
(Neml Suresi, 88) |
O, gökleri ve yeri ve ikisinin arasındakileri
altı günde yaratan ve sonra arşa istiva edendir. Rahman (olan Allah)dır.
Bunu (bundan) haberi olana sor.
(Furkan Suresi, 59) Göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır. Şüphesiz Allah, Gani (hiç kimseye ve hiç bir şeye muhtaç olmayan)dır, Hamid (hamd da yalnızca O’na ait)tir. (Lokman Suresi, 26) |
|
|
|
|
Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin emrinize
verdi; yıldızlar da O’nun emriyle emre hazır kılınmıştır. Şüphesiz
bunda, aklını kullanabilen bir topluluk için ayetler vardır.
(Nahl Suresi, 12) |
Yerde sizin için üretip-türettiği çeşitli
renklerdekileri de. Şüphesiz bunda, öğüt alıp düşünen bir topluluk için
ayetler vardır.
(Nahl Suresi, 13) |
|
Göklerde ve yerde bulunanlar O’nundur; hepsi
O’na ‘gönülden boyun eğmiş’ bulunuyorlar. Yaratmayı başlatan, sonra onu
iade edecek olan O’dur; bu O’na göre pek kolaydır. Göklerde ve yerde en
yüce misal O’nundur. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet
sahibidir.
(Rum Suresi, 26-27) |
Allah; gökleri, yeri ve ikisi arasında
olanları altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti. Sizin O’nun dışında
bir yardımcınız ve şefaatçiniz yoktur. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek
misiniz?
(Secde Suresi, 4) O inkar edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer, birbiriyle bitişik iken, biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı? (Enbiya Suresi, 30) |
|
|
|
|
(Onlar mı) Yoksa, gökleri ve yeri yaratan ve
size gökten su indiren mi? Ki onunla (o suyla) gönül alıcı bahçeler
bitirdik, sizin içinse…
|
…bir ağacını bitirmek mümkün değildir. Allah
ile beraber başka bir ilah mı? Hayır, onlar sapıklıkta devam eden bir
kavimdir. (Neml Suresi, 60)
|
|
“Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir, üstün ve güçlü olan, bağışlayandır.” (Sad Suresi, 66)
Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. O, dilediğine rızkı genişletip-yayar ve kısar da. Çünkü O, her şeyi bilendir. (Şura Suresi, 12) |
Size verilen herhangi bir şey, dünya hayatının
metaıdır. Allah katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. (Bu
da) iman edip Rablerine tevekkül edenler içindir. (Şura Suresi, 36)
Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların mülkü Kendisi’nin olan (Allah) ne yücedir. Kıyamet-saatinin ilmi O’nun katındadır ve O’na döndürüleceksiniz. (Zuhruf Suresi, 85) |
|
Andolsun, onlara: “Gökleri ve yeri kim
yarattı?” diye soracak olsan, tartışmasız: “Onları üstün ve güçlü olan,
bilen (Allah) yarattı” diyecekler. Ki O, yeri sizin için bir beşik kıldı
ve doğru yolu bulursunuz diye onda size (birtakım) yollar var etti.
(Zuhruf Suresi, 9-10) |
Biz, orada hurmalıklardan ve üzüm-bağlarından
bahçeler kıldık ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Onun ürünlerinden ve
kendi ellerinin yaptıklarından yemeleri için. Yine de şükretmiyorlar mı?
(Yasin Suresi, 34-35) |
|
O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır,
bunu görmektesiniz. Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz
dağlar bıraktı… (Lokman Suresi, 10)
Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda ‘göz alıcı ve iç açıcı’ her çiftten (nice bitkiler) bitirdik. (Kaf Suresi, 7) |
Yerin bitirdiklerinden, kendi nefislerinden ve daha bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan (Allah çok) yücedir.
(Yasin Suresi, 36) Şu halde hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve alemlerin Rabbi Allah’ındır. Göklerde ve yerde büyüklük O’nundur… (Casiye Suresi, 36-37) |
|
Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa
istiva eden O’dur. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona
çıkanı bilir. Her nerede iseniz, O sizinle beraberdir … (Hadid Suresi,
4)
|
… Gökten üzerlerine sağanak yağdırdık, nehirleri de altlarından akar yaptık… (Enam Suresi, 6)
… Size (ürün yüklü) bağlar-bahçeler versin, ırmaklar da versin.” (Nuh Suresi, 12) |
|
(Allah) Gökten bir su indirdi de dereler kendi miktarınca çağlayıp aktı…
(Rad Suresi, 17) Yeri de ‘coşkun kaynaklar’ halinde fışkırttık… (Kamer Suresi, 12) |
Göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır ve (bütün) işler Allah’a döndürülür. (Al-i İmran Suresi, 109)
O’dur ki, onlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini serip-yayar… (Şura Suresi, 28) |
|
|
|
|
Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. Şüphesiz Allah, hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır, övülmeye layık olandır.
(Hac Suresi, 64) |
Allah’ın boyası… Allah(ın boyasın)dan daha güzel boyası olan kimdir? Biz (yalnızca) O’na kulluk edenleriz.
(Bakara Suresi, 138) |
|
|
|
|
Yeryüzünde, onları sarsmasın diye, sabit dağlar yarattık ve doğru gidebilsinler diye geniş yollar açtık.
(Enbiya Suresi, 31) |
… Yeryüzünü bir karar yeri kılan, onun
arasında ırmaklar var eden ve ona (yeryüzü için) sarsılmaz dağlar
yaratan… (Neml Suresi, 61)
|
|
|
|
|
Gökte burçlar kılan, onların içinde bir aydınlık ve nurlu bir ay vareden (Allah) ne yücedir. (Furkan Suresi, 61)
O, gece ile gündüzü birbiri ardınca kılandır; öğüt alıp-düşünmek isteyenler ya da şükretmek isteyenler için. (Furkan Suresi, 62) |
Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında,
gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile
denizde yüzen gemilerde, Allah’ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü
ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında,
rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları
evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.
(Bakara Suresi, 164) |
|
Ki O, belli bir miktar ile gökten su indirdi de, onunla ölü bir memleketi ‘dirilttik yaydık’… (Zuhruf Suresi, 11)
Göklerde İlah ve yerde İlah O’dur. O, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir. (Zuhruf Suresi, 84) |
Rahmetinin önünde rüzgarları bir müjde olarak
gönderen O’dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları
(kuraklıktan) ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su
indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz, ölüleri de
böyle diriltip-çıkarırız. Ki ibret alasınız.
(Araf Suresi, 57) |
|
|
|
|
Allah sizi yarattı, sonra sizi öldürüyor,
sizden kimi de, bildikten sonra bir şey bilmesin diye, ömrün en aşağı
ucuna (yaşlılığa) geri çevrilir. Şüphesiz, Allah bilendir, her şeye güç
yetirendir. (Nahl Suresi, 70)
|
Ki O, yarattığı her şeyi en güzel yapan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayandır. (Secde Suresi, 7)
O Allah ki, yaratandır, kusursuzca var edendir, ‘şekil ve suret’ verendir… (Haşr Suresi, 24) |
|
Allah, sizi bir za’ftan yarattı, sonra (bu)
za’fın ardından bir kuvvet kıldı, sonra bu kuvvetin ardından da bir za’f
ve yaşlılık verdi…
(Rum Suresi, 54) |
Kim Rabbinin makamından korkar ve nefsi heva
(istek ve tutkular) dan sakındırırsa, artık şüphesiz cennet, (onun için)
bir barınma yeridir.
(Naziat Suresi, 40-41) |
|
Hiç şüphesiz Allah, iman edenleri ve salih amellerde bulunanları altından ırmaklar akan cennetlere sokar…
(Hac Suresi, 23) Ancak Rablerinden korkup-sakınanlar ise; onlara yüksek köşkler vardır, onların üstünde de yüksek köşkler bina edilmiştir… (Zümer Suresi, 20) |
Dilediği takdirde, sana bundan daha hayırlısı
olarak altından ırmaklar akan cennetler veren ve senin için köşkler
kılan (Allah) ne yücedir.
(Furkan Suresi, 10) Orada tahtlar üzerinde yaslanıp-dayanmışlardır. Orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler. (İnsan Suresi, 13) |
|
Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün. (İnsan Suresi, 20)
… Onlar için, kendisine sürekli bir nimet bulunan cennetleri müjdeler. (Tevbe Suresi, 21) |
… onları, içinde ebedi kalıcılar olarak,
altından ırmaklar akan cennetin yüksek köşklerine muhakkak
yerleştireceğiz… (Ankebut Suresi, 58)
Böylece iman edip salih amellerde bulunanlar; artık onlar ‘bir cennet bahçesinde’ ‘sevinç içinde ağırlanırlar’. (Rum Suresi, 15) |
|
De ki: “Bu mu daha hayırlı, yoksa takva
sahiplerine va’dedilen ebedi cennet mi? Ki onlar için bir mükafat ve son
duraktır.” (Furkan Suresi, 15)
“İçinde ebedi kalıcılar olarak, orada her istedikleri onlarındır; bu, Rabbinin üzerine aldığı, istenen bir vaaddir.” (Furkan Suresi, 16) |
“Onların etrafında altın tepsiler ve
testilerle dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet
(zevk) aldığı her şey var…
(Zuhruf Suresi, 71) Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Allah, her şeye güç yetirendir. (Al-i İmran Suresi, 189) |
|
|
|
|
Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Vekil olarak Allah yeter.
(Nisa Suresi, 132) |
Onlara binmeniz ve süs için atları, katırları ve merkebleri (yarattı)…
(Nahl Suresi, 8) |
Kaydol:
Yorumlar (Atom)